×
Erasmus Plus Gençlik Değişimleri
Abide TUNCER
 1.02.2015
  SORGUN GENÇLİK DERNEĞİ
 3538 kez okundu

Herkese merhaba! 2012 yılında Galatasaray Lisesinden mezun oldum ve şuanda Boğaziçi Üniversitesi’nde okumaktayım. Yazımda sizlere, yeni adıyla Erasmus Plus Gençlik Programları’yla nasıl tanıştığımdan ve devamında neler yaptığımdan bahsedeceğim.

Üniversitedeki hazırlık yılımızın sonunda bir grup arkadaşımla, aslında 2-3 yıldır düşlediğimiz Avrupa turnemizi gerçekleştirmiştik. Neredeyse 1 ay süren bu Avrupa gezimizin sonunda hem gidereceğimiz bir memleket hasreti hem de tatilin bitmesinin vermiş olduğu üzüntü, bizde ilginç duygulara yol açmıştı. Zamanla evde geçen vaktim bana sıla özlemimi unutturdu ancak bu sefer Avrupa’yı özlemeye başlamıştım. Ancak tatilde tüm birikimimi harcamış ve gerçekten geri dönüp baktığımda yüksek meblağda harcamalar olduğunun farkına varmıştım. Ama bir yandan hepimizde olan kulaktan dolma ucuz yolla Avrupa’yı gezme yollarının olduğunu zannetmekteydim. Dolayısıyla araştırmaya başladım ve çok vakit geçmeden Avrupa Birliği’nin birçok programının bana yardımcı olabileceğini düşündüm. Fakat okuduklarım o kadar da basit ve yüzeysel değildi ne de yalnızca bir “Avrupa Gezisi”ydi. Aslında bu programların yalnızca birer geziden ibaret olmadığını anlamam çok uzun sürmedi. Yerine getirilmesi gereken birçok sorumluluk ve görev, belli bir amacı olan birçok temada gerek uzun gerekse kısa vadeli programların olduğunu gördüm. Tüm bunlar gözümü korkutsa da, ilk gençlik projesini duymam çok zaman almadı ve daha önce bir arkadaşımın da gittiğini duyup ona da danışıp bir cesaret bu yolda ilk adımımı attım.

Gittiğim ilk proje 2013 Eylül’ünde Bosna Hersek’te yer alan Prijedor şehrindeydi. Projenin Türk ortakları son anda değiştiğinden ve acil katılımcı aramalarından ötürü katılımcı eksiği oluşmuştu, ben de bu fırsatı gördükten sonra 18 saat içinde Türk organizasyonla hızlıca iletişime geçip biletleri alıp Prijedor’a varmıştım bile. 1 hafta süren bu proje boyunca “Yabancı Düşmanlığı ve Irkçılık” konusu üzerinde birçok aktivite yaptık. Fikir alışverişleri, kültürlerimizin tanıtımı ve paylaşılması, hazırlanan raporlar, flashmoblar, edinilen dostluklar benim için inanılmaz bir tecrübeydi. 1 haftalık projenin sonunda; bu kadar çok şey öğrenebileceğimi, farklı kültürlerden insanlarla bu denli sıkı bağlar kurabileceğimi ve bir o kadar da sorumluluk üstlenip kendimi geliştirebileceğimi hayal bile edemezdim. Proje sonunda katılımcı ülkelerin ve bizi ağırlayan ülkenin kültürleri hakkında oldukça bilgi sahibi olmuştum. Yoksa daha önce aynı masada; birer Makedon’un, Hırvat’ın, Sırp’ın, Boşnak’ın bir yandan İngilizce olarak benle sohbet içinde; diğer yandan da birbirleriyle yalnızca kendi dillerini konuşarak iletişim kurabilecekleri aklımdan bile geçmezdi.

Ne kadar şanslıyım ki, bu projelerle üniversite hayatımın başında tanıştım ve Bosna’nın devamında edindiğim dostlar beni diğer projelerine de çağırdılar. Yeri geldi pılımı pırtımı toplayıp biletleri aldım, yeri geldi üniversitemden ötürü gidemedim ve arkadaşlarıma tavsiye ettim. Böylece Türkiye’de Urfa’da, Makedonya’da Struga’da ve Romanya’da Yaş’ta; toplamda 4 projeye katılmış oldum. Her proje sonrası, zamanla ne kadar büyük tecrübeler elde ettiğimi ve her projenin beni nasıl şekillendirdiğini fark ettim. İşte bu yüzden kendime en büyük görevi de, bu tecrübelerimi etrafımdaki tüm arkadaşlarıma anlatmakta edindim. Elimden geldiğince nasıl katılabileceklerini, neler yapmaları gerektiğini anlattım ve bu adımı atarlarken onların hep arkalarında olmaya çalıştım. Bu sayede belki her konuştuğum insan değil ama birçok dostum Erasmus Plus Gençlik Programı’yla projelere katıldı ve onlar dönünce de kendi arkadaşlarına söylediler ve belki de ben de farkında olmadan içine girmiş olduğum bu tecrübe ve bilgi çemberinin parçası olarak irili ufaklı genişlikte halkaları bu bünyede kazandırmış oldum. Bu nokta beni en çok mutlu eden nokta, çünkü eğer ben bunu insanlarla bencilce paylaşmasaydım ve yalnızca kendimi düşünseydim hem vicdani olarak mutsuz olur hem de çok büyük bir hakikati bu noktada kaçırmış olurdum. Bu benim için “paylaştıkça çoğalır” gerçeği…

Paylaştıkça kendi edindiğim tecrübeler, projeye giden arkadaşlarımla paylaşabildiklerim, yabancı dostlarım, dil becerilerim, insan ilişkilerim, sosyalliğim hepsi çoğaldı ve son olarak gerçekten de çok mutlu olduğum bir gelişme oldu. Beraber artık daha da yetkin hale gelip sorumluluk almak istediğimiz, Ulusal Ajans’ın proje yazma kursuna beraber katıldığımız artık 7-8 yıldır tanıdığım liseden dostum Fatih Gülmezer’in projesi kabul oldu ve bu mutluluğu benimle paylaştığında onun adına gerçekten en çok ben sevindim. İşte şimdi,zamanında Gençlik Programları’nı tanıttığım arkadaşımın yazmış olduğu projeye bir katılımcı olarak katılmayı iple çekiyorum. Proje boyunca ne kadar çok şey kazanabileceğimi, Fatih’in ne kadar çok şey yapabileceğini yalnızca tahmin edebiliyorum ancak bunların ne kadar çeşitli olup bizlere nasıl döneceği beni gerçekten heyecanlandırıyor.

Umarım yazım, sizlerin de Erasmus Plus Gençlik Programlarına ilginizi, katılmaya olan cesaretinizi arttır. Ve bence en önemlisi de, katılma sürecindeki sabrınızı sürdürmenizde motivasyon olur.

Saygılarımla,

Alican ÇAKMAK.

Copyright 2021 © Tüm Hakları Saklıdır. Web tasarım Medyatör