Merhaba, ben Şeyma.
Bu da Macaristan Kállósemjén’de iki aylık ESC hikayem.
ESC programıyla Kállósemjén’de iki ay geçirdim ve bu süre hayatımın en farklı, en keyifli deneyimlerinden biri oldu. Başvuruyu tamamen merakla yapmıştım, kabul edildiğimde çok sevinmiştim ama bu kadar dolu dolu geçeceğini hiç tahmin etmemiştim.
Oraya gittiğimde ilk günler biraz yabancılık çektim ama kısa sürede ortama alıştım. Gündüzleri Macar çocuklarla oyunlar oynuyor, onlara farklı aktiviteler yaptırıyorduk. Enerjileri çok güzeldi, bizim de enerjimizi yükseltiyordu. Bunun dışında Ukraynalı gençlerle bol bol vakit geçirip eğleniyorduk; onlarla yaptığımız sohbetler ve birlikte geçirdiğimiz zaman gerçekten çok keyifliydi. Akşamları çoğunlukla kültür geceleri, etkinlikler ve partiler oluyordu. Herkes kendi ülkesinin yemeklerini, müziklerini, danslarını tanıtıyordu, böylece farklı kültürleri tanıma fırsatımız oldu.
Ev sahibi kurum her konuda çok destek oldu. Gerek günlük ihtiyaçlarda gerekse proje sürecinde bizi hiç yalnız bırakmadılar. Bu da kendimi güvende hissetmemi sağladı.Bunun yanında bizi projeye yönlendiren ve başvuru sürecinde yol gösteren gönderen kuruluşumuzun da süreç boyunca hep yanımızda oldular, aklımıza takılanları açıkladılar ve güven verici bir şekilde bizi yönlendirdiler.
Bu süreçte fark ettim ki gönüllülük sadece başkalarına katkı sağlamak değil, aynı zamanda insana çok şey katıyor. İngilizce pratiğim gelişti, daha rahat iletişim kurmaya başladım ve yabancı bir ülkede kendi ayaklarım üzerinde durmayı öğrendim. Farklı kültürlerden gelen insanlarla aynı ortamı paylaşmak bana daha açık fikirli olmayı öğretti. Bazen küçük anlaşmazlıklar çıksa da sabretmeyi, uyum sağlamayı ve çözüm üretmeyi deneyimledim. Bu da bana hem sabır hem de problem çözme becerisi kazandırdı. Çoğu zaman “ben bunu yapabilir miyim?” dediğim şeyleri yaptığımı görmek özgüvenimi inanılmaz artırdı. Bir yandan bağımsız olmayı öğrenirken, diğer yandan bir ekibin parçası olmanın, birlikte hareket etmenin ne kadar keyifli olduğunu gördüm. İnsanlarla daha rahat iletişim kurmaya başladım, sosyal ortamlarda daha girişken olduğumu fark ettim.
Şimdi dönüp baktığımda, iki ayın ne kadar hızlı geçtiğine inanamıyorum. Bir sürü güzel anı, yeni dostluklar ve bana çok şey katan bir deneyimle geri döndüm.
Gençlere önerim ise şu, eğer aklınızda ESC programına katılmak varsa kesinlikle ertelemeyin. Hem eğlenceli hem öğretici bir süreç. Yeni ülkeler görüyorsunuz, farklı kültürlerle tanışıyorsunuz ve kendinizi geliştiriyorsunuz. Hayatta unutamayacağınız bir tecrübe oluyor. En önemlisi ise çok şey öğreniyorsunuz ve öğrenirken eğleniyorsunuz.