Merhaba, benim adım Sabina.
Öncelikle böylesine anlamlı projeler düzenlediği için Avrupa Birliği’ne, Sorgun
Gençlik Derneği Başkanı Sayın Halil’e ve her zaman yanımızda olup bize destek
olan koordinatörümüz Elif Hanım’a en içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Son iki ayımı nasıl geçirdiğimi yazmak, açıkçası, benim için biraz zor çünkü böylesine zengin ve dönüştürücü bir deneyimi sadece birkaç paragrafa sığdırmak kolay değil. Buraya nasıl geldiğimle başlamak istiyorum. Uzun zamandır Avrupa Gençlik Portalı’nı takip ediyordum ve Gence’de yaşadığım günlerden beri bu tür projelere katılmayı çok istiyordum. Okul yıllarımdan beri hep yurt dışına gitmeyi, eğitim alanında kendimi geliştirmeyi, yeni insanlarla tanışmayı, farklı ortam ve gelenekleri keşfetmeyi ve ufkumu küresel anlamda genişletmeyi hayal ediyordum.
Şimdi 25 yaşındayım ve önemli bir şeyi vurgulamak istiyorum: Yaşınız ne olursa olsun, böyle projelere katılmaktan asla çekinmeyin. Benim için, önceki yıllarda iş yoğunluğum nedeniyle fırsat bulamamıştım ama bu yıl Erasmus+ projelerine katılmak için doğru zaman oldu.
Biraz da Sorgun’un gençlerinden ve birlikte başardıklarımızdan bahsetmek istiyorum. Sorgun’un gençleri enerjik ve öğrenmeye çok istekli. Onlarla birlikte öğrenmek ve bir şeyler yapmak benim için inanılmaz bir deneyimdi. Umarım onlara küçük de olsa değerli bir katkı sağlayabilmişimdir çünkü onların bana kattıkları gerçekten çok fazlaydı. Beraber çok güzel zaman geçirdik. Bu iki ay boyunca birçok becerimi geliştirdim; en önemlisi ise sunum hazırlama ve sunma yeteneğim oldu. İnsanlarla konuşmayı ve iletişim kurmayı seven biri olduğum için, katıldığımız her görev ve etkinlik benim için çok değerli bir öğrenme fırsatıydı.
Projenin ilk günlerinde farklı yaş gruplarından gençlerle çalıştık. İngilizce dersleri verdik, çevre bilinci ve sıfır atık üzerine atölyeler ve etkinlikler düzenledik. Ayrıca Sorgun’daki çevresel sorunlar ve diğer konularla ilgili yerel halkla röportajlar yaptık. Bu etkinlikler sayesinde sürekli bilgi ve yeteneklerimizi geliştirdik.
Türkiye’nin güzel ve tarihi yerlerini keşfetmek projenin en keyifli yanlarından biriydi ama en önemlisi, Halil Bey’in organize ettiği Kapadokya gezisi bu yolculuğun en unutulmaz anılarından biri oldu. Kapadokya her zaman hayallerimdeki yerlerden biriydi ve orada olmaktan gerçekten çok mutlu oldum. Oradan ayrılırken bir gün tekrar gelip orada güneşin doğuşunu izlemeyi diledim. Bu unutulmaz bir deneyimdi.
Yeni insanlarla tanıştığım, yeni kültür ve gelenekler öğrendiğim ve anlamlı bağlar kurduğum için çok mutluyum. Türk insanı inanılmaz misafirperver ve gönlü zengin. Farklı ülkelerden gelen harika gönüllülerle paylaştığımız ESC gönüllülük deneyimi bu yolculuğu daha da özel kıldı. Yabancı bir gönüllüyle aynı odada kalmak da benim için yeni ve heyecan verici bir deneyimdi. Onlarla tanıştığım için çok mutluyum, artık onlar benim için çok değerli dostlar.
Bazen dersler sırasında yabancı gönüllülere çeviri yaparak da destek oldum. Bu benim için hem zorlayıcı hem de öğretici bir deneyimdi. Tüm bu yaşadıklarımı tek cümleyle özetlemem gerekirse: Bu yazıyı yazdığım gün, ortaokul öğrencilerimizden biri bize küçük bir çıkartma hediye etti ve bu gerçekten kalbime dokundu. Bir kez daha yaptığımız işin ne kadar anlamlı ve değerli olduğunu hatırlattı bana.
Bu projenin bir parçası olduğum için kendimi çok mutlu ve minnettar hissediyorum. Her şey için herkese çok teşekkür ederim!